Dünyada her yıl yaklaşık 7,6 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Meme kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünü tetikleye...
Dünyada her yıl yaklaşık 7,6 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Meme kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünü tetikleyen obezite hastalığı da her geçen gün yaygınlaşarak sağlığı tehdit etmeye devam ediyor.
Kanserden korunmak için obeziteden kurtulmak büyük önem taşıyor. Aşırı kilolar, meme kanserine sadece yüzde 1 oranında yakalanan erkeklerde bile riski artırıyor.
Memorial Bahçelievler Hastanesi Obezite Tanı ve Tedavi Merkezi'nden Doç. Dr. Murat Çağ, obezite ve kanser ilişkisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Obezite, kanseri 4 şekilde tetikliyor
1) Vücutta kanser oluşumunu sağlayan dokuların artışını hızlandırıyor: Obeziteyle kanser arasında kesin bir ilişki vardır. Bu ilişkinin bir ayağı vücudun alıştığından farklı hormonların üretilmesi yoluyla olmaktadır. Örneğin meme kanserinin oluşumunda etkili olan östrojeni yağ hücreleri üretmektedir. Bu östrojen vücutta meme büyütme, meme dokusunda bozulma gibi normalden farklı etkilere yol açmaktadır. Yağ dokusunun salgıladığı adipokinler vücutta kanser yapımını sağlayan maddelerdir. Şişmanlık hastalığıyla beraber bunların miktarı ve etkisi artmakta dolayısıyla vücut bunları engelleyemez hale gelmektedir. Bu östrojen; meme dokusunda, kalın bağırsaklarda kansere yol açmaktadır. Ailede kalın bağırsak kanseri ya da meme kanseri öyküsü olanlarda bu risk daha da artmaktadır.
2) Tümörle savaşan hücrelerin nefes almasını zorlaştırıyor: İnsan vücudunda her gün kanser hücresi üretilir ve bu hücrelere karşı bir savaş verilmektedir. Eğer tümör miktarı çok fazlaysa vücut yenilir ve kanser oluşmaya başlar. Şişmanlığın kanserle savaşan hücreler üzerinde de baskılayıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Şişmanlık, dokulardaki tümörle savaşan hücrelerin etkinliğini düşürmektedir. Fazla kilolardan kanser cerrahisinden hemen önce kurtulmak bile bu riski azaltmaktadır.
3) Kemoterapinin başarısını azaltıyor: 2017 yılına kadar yapılan çalışmalar şişmanlık hastalığının tümör cerrahisi sonrası alınan kemoterapinin başarısını azalttığını göstermektedir. Meme kanserine yakalanan bir kadın ya da erkeğin obezite hastalığı devam ediyorsa kemoterapi dönemi normale göre zorlu geçmektedir. Vücut kitlesi çok fazla olduğu için uygulanan dozlar yüksek olur dolayısıyla kemoterapinin yıkıcı etkisi daha fazla yaşanmaktadır. Bu dönemde hastalara tavsiye edilen tedavi; tümör cerrahisi öncesi diyetisyen ve psikolog eşliğinde kilo vermektir. Ancak hastanın kiloları kemoterapiye direnç göstermeye başlarsa obezite cerrahisi düşünülebilir.
4) Tümörün diğer organlara yayılımını artırıyor: Obezite, sadece tümör hücresi oluşumunu hızlandırmakla kalmamakta aynı zamanda metastaz adı verilen ve kanserde en korkulan faktörlerden biri olan cerrahi sonrası tümörün yayılımını da artırmaktadır.
Erkeklerde meme kanseri riski artıyor
Erkeklerde meme kanseri vakaları çok nadir görülmekte ancak çok daha tehlikeli bir biçimde seyretmektedir. Şişmanlık hastalığının erkeklerde cinsel gücü azalttığı, meme büyümesine yol açtığı bilinmektedir. Buna vücuttaki aşırı yağ dokusunda üretilen östrojen sebep olmaktadır. Dolayısıyla obezite hastalığı erkeklerde de meme kanseri riskini artırmaktadır.
Diyet ve egzersizle veremediğiniz fazla kilolara kalıcı çözüm
Vücut kitle indeksi değerlendirmesinde kişiler çıkan sonuçlara göre 24'e kadar normal, 24'ten 29'a kadar aşırı kilolu, 30'dan sonra obezite hastası kabul edilmektedir. Bu aşamada uygulanan tedaviye obezite tedavisi adı verilmektedir. Obezite cerrahisi ise vücut kitle indeksi 35'ten yüksekse ve obeziteyle gelen hastalıklar mevcutsa, uygulanmaktadır. Bunun dışında VKI 40' tan yüksekse obezite cerrahisi zorunludur. Obezite sonlandığında vücudun kanserle savaşma şansı artarken kanserle karşılaşma şansı azalmaktadır. Bu nedenle kanserle savaşmada ilk adım, doktor kontrolünde hareket ve diyettir. Ancak buna rağmen kilo kaybı yaşamayan hastalarda, özellikle ailede de genetik yük olarak kanser bulunuyorsa son çare olarak obezite hastalığı cerrahisi düşünülmektedir.
Obezite cerrahisinde yöntem kişiye özel olmalı
Yapılan araştırmalar obezite cerrahisi sonrası kanser riskinin azaldığını ortaya koymaktadır. Obezite cerrahisinde yöntem, kapsamlı bir değerlendirme sonrası hastaya özel olarak belirlenmektedir. Hasta operasyon sonrası kısa sürede iş ve sosyal yaşamına geri dönmekte, obezitenin yol açtığı pek çok diyabet, kalp hastalığı, eklem problemleri, kısırlık, uyku apne sendromu gibi risklerden de korunmaktadır.
Obezite hastalığı konusunda çocuğunuzu bilinçlendirin
Obezite hastalığının temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Obezitenin beraberinde getireceği hastalıklardan korunmak ve sağlıklı kalmak için bilinçli olmak çok önemlidir. Ayrıca obeziteden kurtulmayı sağlayan bu tedaviler, çocuklarınızla geçireceğiniz süreyi artıracak ve sağlıklı bir yaşam için onlara örnek olmanızı sağlayacaktır.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Kanserden korunmak için obeziteden kurtulmak büyük önem taşıyor. Aşırı kilolar, meme kanserine sadece yüzde 1 oranında yakalanan erkeklerde bile riski artırıyor.
Memorial Bahçelievler Hastanesi Obezite Tanı ve Tedavi Merkezi'nden Doç. Dr. Murat Çağ, obezite ve kanser ilişkisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Obezite, kanseri 4 şekilde tetikliyor
1) Vücutta kanser oluşumunu sağlayan dokuların artışını hızlandırıyor: Obeziteyle kanser arasında kesin bir ilişki vardır. Bu ilişkinin bir ayağı vücudun alıştığından farklı hormonların üretilmesi yoluyla olmaktadır. Örneğin meme kanserinin oluşumunda etkili olan östrojeni yağ hücreleri üretmektedir. Bu östrojen vücutta meme büyütme, meme dokusunda bozulma gibi normalden farklı etkilere yol açmaktadır. Yağ dokusunun salgıladığı adipokinler vücutta kanser yapımını sağlayan maddelerdir. Şişmanlık hastalığıyla beraber bunların miktarı ve etkisi artmakta dolayısıyla vücut bunları engelleyemez hale gelmektedir. Bu östrojen; meme dokusunda, kalın bağırsaklarda kansere yol açmaktadır. Ailede kalın bağırsak kanseri ya da meme kanseri öyküsü olanlarda bu risk daha da artmaktadır.
2) Tümörle savaşan hücrelerin nefes almasını zorlaştırıyor: İnsan vücudunda her gün kanser hücresi üretilir ve bu hücrelere karşı bir savaş verilmektedir. Eğer tümör miktarı çok fazlaysa vücut yenilir ve kanser oluşmaya başlar. Şişmanlığın kanserle savaşan hücreler üzerinde de baskılayıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Şişmanlık, dokulardaki tümörle savaşan hücrelerin etkinliğini düşürmektedir. Fazla kilolardan kanser cerrahisinden hemen önce kurtulmak bile bu riski azaltmaktadır.
3) Kemoterapinin başarısını azaltıyor: 2017 yılına kadar yapılan çalışmalar şişmanlık hastalığının tümör cerrahisi sonrası alınan kemoterapinin başarısını azalttığını göstermektedir. Meme kanserine yakalanan bir kadın ya da erkeğin obezite hastalığı devam ediyorsa kemoterapi dönemi normale göre zorlu geçmektedir. Vücut kitlesi çok fazla olduğu için uygulanan dozlar yüksek olur dolayısıyla kemoterapinin yıkıcı etkisi daha fazla yaşanmaktadır. Bu dönemde hastalara tavsiye edilen tedavi; tümör cerrahisi öncesi diyetisyen ve psikolog eşliğinde kilo vermektir. Ancak hastanın kiloları kemoterapiye direnç göstermeye başlarsa obezite cerrahisi düşünülebilir.
4) Tümörün diğer organlara yayılımını artırıyor: Obezite, sadece tümör hücresi oluşumunu hızlandırmakla kalmamakta aynı zamanda metastaz adı verilen ve kanserde en korkulan faktörlerden biri olan cerrahi sonrası tümörün yayılımını da artırmaktadır.
Erkeklerde meme kanseri riski artıyor
Erkeklerde meme kanseri vakaları çok nadir görülmekte ancak çok daha tehlikeli bir biçimde seyretmektedir. Şişmanlık hastalığının erkeklerde cinsel gücü azalttığı, meme büyümesine yol açtığı bilinmektedir. Buna vücuttaki aşırı yağ dokusunda üretilen östrojen sebep olmaktadır. Dolayısıyla obezite hastalığı erkeklerde de meme kanseri riskini artırmaktadır.
Diyet ve egzersizle veremediğiniz fazla kilolara kalıcı çözüm
Vücut kitle indeksi değerlendirmesinde kişiler çıkan sonuçlara göre 24'e kadar normal, 24'ten 29'a kadar aşırı kilolu, 30'dan sonra obezite hastası kabul edilmektedir. Bu aşamada uygulanan tedaviye obezite tedavisi adı verilmektedir. Obezite cerrahisi ise vücut kitle indeksi 35'ten yüksekse ve obeziteyle gelen hastalıklar mevcutsa, uygulanmaktadır. Bunun dışında VKI 40' tan yüksekse obezite cerrahisi zorunludur. Obezite sonlandığında vücudun kanserle savaşma şansı artarken kanserle karşılaşma şansı azalmaktadır. Bu nedenle kanserle savaşmada ilk adım, doktor kontrolünde hareket ve diyettir. Ancak buna rağmen kilo kaybı yaşamayan hastalarda, özellikle ailede de genetik yük olarak kanser bulunuyorsa son çare olarak obezite hastalığı cerrahisi düşünülmektedir.
Obezite cerrahisinde yöntem kişiye özel olmalı
Yapılan araştırmalar obezite cerrahisi sonrası kanser riskinin azaldığını ortaya koymaktadır. Obezite cerrahisinde yöntem, kapsamlı bir değerlendirme sonrası hastaya özel olarak belirlenmektedir. Hasta operasyon sonrası kısa sürede iş ve sosyal yaşamına geri dönmekte, obezitenin yol açtığı pek çok diyabet, kalp hastalığı, eklem problemleri, kısırlık, uyku apne sendromu gibi risklerden de korunmaktadır.
Obezite hastalığı konusunda çocuğunuzu bilinçlendirin
Obezite hastalığının temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Obezitenin beraberinde getireceği hastalıklardan korunmak ve sağlıklı kalmak için bilinçli olmak çok önemlidir. Ayrıca obeziteden kurtulmayı sağlayan bu tedaviler, çocuklarınızla geçireceğiniz süreyi artıracak ve sağlıklı bir yaşam için onlara örnek olmanızı sağlayacaktır.
Hiç yorum yok