“Yediklerimiz değil yüklediğimiz anlamlar şişmanlatıyor” diyen Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, kiloya dair olumsuz düşünce kalıplar...
“Yediklerimiz değil yüklediğimiz anlamlar şişmanlatıyor” diyen Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, kiloya dair olumsuz düşünce kalıplarını bırakarak nasıl kilo verebileceğinizi açıklıyor.
Diyetisyene gidiyor, verilen listeleri aynen uyguluyorsunuz, saatlerinizi spor salonunda geçiriyorsunuz. Sonuç olarak, ya kilo veremiyor ya da verdiğiniz kiloları kısa süre içerisinde yeniden alıyorsunuz. Bedeninizi istediğiniz kiloda tutmayı başaramayınca mağlup olmuş gibi hissedip fazla kilo sorununuza bir de başarısızlık duygusunu ekliyorsunuz ve aynı kısır döngüyü tekrarlıyorsunuz.
Kilolarınızın nedeninin, sanılanın aksine yanlış beslenme ve hareketsizlik değil de bilinçaltınızdaki olumsuz inançlarınız olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Hayatımızı şekillendiren her deneyim, tekrarlanan her durum geçmişte yaşadığımız ve bilinçaltına yerleştirdiğimiz kodlarımızın yansımasıdır diyen Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, “İlişkilerimizi, aşık olacağımız kişiyi, iş yaşamımızı, maddi durumumuzu nasıl ki bilinçaltımızın yönlendirmesiyle belirliyorsak bedenimizle olan ilişkimizde de başrol bilinçaltının. Çözemediğiniz sorunlar, endişe, öfke, suçluluk, korku gibi duygular göbeğinizde, belinizde, bacaklarınızda birikmiş kilolar olarak karşınıza çıktığı gibi ruhsal bir yük oluşturarak da sizi mutsuz kılar” diyor ve düşünceleri değiştirerek nasıl kilo verilebileceğini şöyle açıklıyor:
Ruhsal açlığınızı değil bedeniniz doyurmak için yiyin
“Her canlı doğumundan itibaren, ne zaman, ne kadar yemek yemesi gerektiğini bilir. Ancak bedeniyle iletişimi kesip sezgilerine kulaklarını tıkadığında kendi gerçekliğinden de uzaklaşır. Yiyeceklerin değil de onlara yüklediğimiz anlamların bedenimizi ve ruhumuzu ağırlaştırdığını kabul etmeliyiz. Çünkü fiziksel açlığınızı doyurmak için yediğinizde şişmanlamanız mümkün değildir ama duygusal açlığınız için yiyorsanız gerçek sorunun kaynağını tespit etmeniz gerekir. Üzüldüğünüz, kızdığınız, öfkelendiğiniz her anda kendinizi buzdolabının başında buluyorsanız duygusal boşluğunuzu doldurmaya çalışıyorsunuz demektir ama yediğiniz hiçbir çikolata sorununuzu çözmeyecektir. Sizi yemeğe yönlendiren duygunuzu fark edip kendinizle bağlantıda kalmalısınız” diye konuşuyor.
Aşırı yemek kendinize hakarettir
Kilo vermeye karar verdiğiniz noktada hem bedensel hem de ruhsal bir rahatlama yaşamanın keyfine varırsınız. Ancak bunun için kiloya dair düşünce kalıplarınızı bırakmaya gönüllü olmalısınız. Çok yiyen bir kişi yemekle hayali bir ilişki kurarak gerçekte sahip olmadığı bir gücü elde ettiği duygusuna kapılır. Ama gerçekte aşırı yemek bedeninize ve ruhunuza hakarettir ve kendinizi daha fazla eleştirmenize neden olur. Kilo almanıza neden olan düşünce yapınızı değiştirip korkularınızı sevgiye dönüştürdüğünüzde zihin- beden bütünlüğüne kavuşacak ve fazla kilolarınızdan kalıcı olarak kurtulacaksınız.
“Kilo vermek zor” inancından kurtulun
Yemekle ilişkinizin ne zaman bozulduğunun cevabı bilinçaltında saklı. Bilinçaltı, yaşadığınız her olayı saklı tutar ve bunların sizde bıraktığı düşünce, inanç ve duyguları kodlar. Çocukluğunuzdan kalan yemekle ilgili hoş anılarınız olabilir; tüm ailenin bir arada olduğu bayram sofraları ya da pazar kahvaltılarını özlüyor olabilirsiniz. Huzura ihtiyacınız olduğunda bilinçaltınız bu anları hatırlatmak adına sizi yemeğe yönlendirebilir. Küçükken kilolu halinizi sevimli bulmalarından ötürü bilinçaltınız kilo alırsam daha çok sevilirim duygusunu yaratabilir ya da ‘yemek yemezsen hasta olursun’ diye büyütüldüyseniz sağlıklı olmak için kilolu olmak gerektiği inancını geliştirmiş olabilirsiniz. ‘Kilo vermem imkansız, ne yesem yarıyor, bu vücut yapısı bizde genetik, diyetler hiçbir işe yaramıyor, bu şekilde kilo vermem çok zor’ gibi inançlara sahipseniz de zayıflamaya karşı direnç gösterirsiniz ve kilo verseniz dahi geri almanız kaçınılmazdır.
Kuantum ve QEPR terapisi
Yemek yemeğe yönlendiren ve zayıflamaya engel olan düşünce kalıplarını tespit etmek önemli. Bunun için pek çok yöntem uygulanabilir. Ben danışanlarımın reiki ve kuantum terapi yöntemi ile olumsuz inançlarını bulup dönüştürmelerini sağlıyorum. Ayrıca QEPR terapisi de kilo sorununun kaynağını bulup, birkaç seansla çözümü için etkili bir yöntem. Danışanın akupunktur noktalarına belli bir sıralamada yapılan vuruşlar ile kilo sorunundan kurtulması sağlanıyor. Olumlama cümleleri de kişi üzerinde etkili olur, her gün mümkünse ayna karşısında bu cümleleri tekrarlayarak işe ruhunuzu ikna etmekten başlayabilirsiniz.
Kullandığınız cümleler gerçeğiniz olur!
Kullandığınız sözcükler ve odaklandığınız düşünceler gerçekliğiniz olmaya başlar. O nedenle kullanılan cümlelerin olumlu mesajlar içermesi gerekir. 'Bedenim bana neyi ne kadar yemem gerektiğini söylüyor. Sadece acıktığımda ve yeteri kadar yiyorum. İdeal kilomda kendimi daha mutlu ve özgür hissediyorum. Mutlu, sağlıklı, zinde, ideal bir bedenim var' gibi olumlama cümlelerini tekrarlamak sizi ulaşmak istediğiniz hedefe yaklaştıracaktır."
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Diyetisyene gidiyor, verilen listeleri aynen uyguluyorsunuz, saatlerinizi spor salonunda geçiriyorsunuz. Sonuç olarak, ya kilo veremiyor ya da verdiğiniz kiloları kısa süre içerisinde yeniden alıyorsunuz. Bedeninizi istediğiniz kiloda tutmayı başaramayınca mağlup olmuş gibi hissedip fazla kilo sorununuza bir de başarısızlık duygusunu ekliyorsunuz ve aynı kısır döngüyü tekrarlıyorsunuz.
Kilolarınızın nedeninin, sanılanın aksine yanlış beslenme ve hareketsizlik değil de bilinçaltınızdaki olumsuz inançlarınız olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Hayatımızı şekillendiren her deneyim, tekrarlanan her durum geçmişte yaşadığımız ve bilinçaltına yerleştirdiğimiz kodlarımızın yansımasıdır diyen Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, “İlişkilerimizi, aşık olacağımız kişiyi, iş yaşamımızı, maddi durumumuzu nasıl ki bilinçaltımızın yönlendirmesiyle belirliyorsak bedenimizle olan ilişkimizde de başrol bilinçaltının. Çözemediğiniz sorunlar, endişe, öfke, suçluluk, korku gibi duygular göbeğinizde, belinizde, bacaklarınızda birikmiş kilolar olarak karşınıza çıktığı gibi ruhsal bir yük oluşturarak da sizi mutsuz kılar” diyor ve düşünceleri değiştirerek nasıl kilo verilebileceğini şöyle açıklıyor:
Ruhsal açlığınızı değil bedeniniz doyurmak için yiyin
“Her canlı doğumundan itibaren, ne zaman, ne kadar yemek yemesi gerektiğini bilir. Ancak bedeniyle iletişimi kesip sezgilerine kulaklarını tıkadığında kendi gerçekliğinden de uzaklaşır. Yiyeceklerin değil de onlara yüklediğimiz anlamların bedenimizi ve ruhumuzu ağırlaştırdığını kabul etmeliyiz. Çünkü fiziksel açlığınızı doyurmak için yediğinizde şişmanlamanız mümkün değildir ama duygusal açlığınız için yiyorsanız gerçek sorunun kaynağını tespit etmeniz gerekir. Üzüldüğünüz, kızdığınız, öfkelendiğiniz her anda kendinizi buzdolabının başında buluyorsanız duygusal boşluğunuzu doldurmaya çalışıyorsunuz demektir ama yediğiniz hiçbir çikolata sorununuzu çözmeyecektir. Sizi yemeğe yönlendiren duygunuzu fark edip kendinizle bağlantıda kalmalısınız” diye konuşuyor.
Aşırı yemek kendinize hakarettir
Kilo vermeye karar verdiğiniz noktada hem bedensel hem de ruhsal bir rahatlama yaşamanın keyfine varırsınız. Ancak bunun için kiloya dair düşünce kalıplarınızı bırakmaya gönüllü olmalısınız. Çok yiyen bir kişi yemekle hayali bir ilişki kurarak gerçekte sahip olmadığı bir gücü elde ettiği duygusuna kapılır. Ama gerçekte aşırı yemek bedeninize ve ruhunuza hakarettir ve kendinizi daha fazla eleştirmenize neden olur. Kilo almanıza neden olan düşünce yapınızı değiştirip korkularınızı sevgiye dönüştürdüğünüzde zihin- beden bütünlüğüne kavuşacak ve fazla kilolarınızdan kalıcı olarak kurtulacaksınız.
“Kilo vermek zor” inancından kurtulun
Yemekle ilişkinizin ne zaman bozulduğunun cevabı bilinçaltında saklı. Bilinçaltı, yaşadığınız her olayı saklı tutar ve bunların sizde bıraktığı düşünce, inanç ve duyguları kodlar. Çocukluğunuzdan kalan yemekle ilgili hoş anılarınız olabilir; tüm ailenin bir arada olduğu bayram sofraları ya da pazar kahvaltılarını özlüyor olabilirsiniz. Huzura ihtiyacınız olduğunda bilinçaltınız bu anları hatırlatmak adına sizi yemeğe yönlendirebilir. Küçükken kilolu halinizi sevimli bulmalarından ötürü bilinçaltınız kilo alırsam daha çok sevilirim duygusunu yaratabilir ya da ‘yemek yemezsen hasta olursun’ diye büyütüldüyseniz sağlıklı olmak için kilolu olmak gerektiği inancını geliştirmiş olabilirsiniz. ‘Kilo vermem imkansız, ne yesem yarıyor, bu vücut yapısı bizde genetik, diyetler hiçbir işe yaramıyor, bu şekilde kilo vermem çok zor’ gibi inançlara sahipseniz de zayıflamaya karşı direnç gösterirsiniz ve kilo verseniz dahi geri almanız kaçınılmazdır.
Kuantum ve QEPR terapisi
Yemek yemeğe yönlendiren ve zayıflamaya engel olan düşünce kalıplarını tespit etmek önemli. Bunun için pek çok yöntem uygulanabilir. Ben danışanlarımın reiki ve kuantum terapi yöntemi ile olumsuz inançlarını bulup dönüştürmelerini sağlıyorum. Ayrıca QEPR terapisi de kilo sorununun kaynağını bulup, birkaç seansla çözümü için etkili bir yöntem. Danışanın akupunktur noktalarına belli bir sıralamada yapılan vuruşlar ile kilo sorunundan kurtulması sağlanıyor. Olumlama cümleleri de kişi üzerinde etkili olur, her gün mümkünse ayna karşısında bu cümleleri tekrarlayarak işe ruhunuzu ikna etmekten başlayabilirsiniz.
Kullandığınız cümleler gerçeğiniz olur!
Kullandığınız sözcükler ve odaklandığınız düşünceler gerçekliğiniz olmaya başlar. O nedenle kullanılan cümlelerin olumlu mesajlar içermesi gerekir. 'Bedenim bana neyi ne kadar yemem gerektiğini söylüyor. Sadece acıktığımda ve yeteri kadar yiyorum. İdeal kilomda kendimi daha mutlu ve özgür hissediyorum. Mutlu, sağlıklı, zinde, ideal bir bedenim var' gibi olumlama cümlelerini tekrarlamak sizi ulaşmak istediğiniz hedefe yaklaştıracaktır."
http://bearlust.tumblr.com/archive önce kafayı değiştirmeleri lazım, kilodan zevk alma ve hatta bağımlılık durumuna kadar ilerliyorlar.
YanıtlaSil