Kilo problemi artık günümüz insanının en önemli sağlık sorunu haline geldi. Tüm çabalar ve araştırmalar fazla kilolardan kurtulmak için. Anc...
Kilo problemi artık günümüz insanının en önemli sağlık sorunu haline geldi. Tüm çabalar ve araştırmalar fazla kilolardan kurtulmak için. Ancak bu görüldüğü kadar zor değil. Yapmanız gereken sadece yediklerinize dikkat etmek.
Öncelikle unu rafa kaldırın. Kahvaltı dâhil her öğünde protein alın. Tahıllı ve unlu gıdaları şimdilik ortadan kaldırın. Ekmek ve makarna da kesinlikle bunların arasında yer alıyor.
Akşamları yemeyin
İşlenmemiş gıdalarla beslenin. Yediğiniz besinlerin yüzde doksanı avlanmış, yakalanmış, yerden toplanmış ya da ağaçtan koparılmış olmalıdır. Nişastayı günde sadece bir porsiyona düşürün. Bu porsiyonu akşam yemeğinde tüketmeyin. En iyi seçenekler yulaf ezmesi, patates ve baklagillerdir.
Meyve konusunda aşırıya kaçmayın. Günde en fazla iki defaya mahsus olmak üzere, şeker oranı düşük, lifi yüksek türden meyveler yiyin. Elma, armut, erik, çilek ve kiraz gibi meyvelerin hepsi çok iyi seçimlerdir. Muz bu sınıfa girmez. Şimdilik meyveler tek başına ya da kuruyemiş veya peynir gibi hafif şeyler eşliğinde yenmelidir. Meyve suyu içmeyi ise bırakmalısınız.
Süt ve alkolü azaltın
Süt ve süt ürünlerini, özellikle de inek sütünü şimdilik azaltın ya da ortadan kaldırın. İstisnai durumlar: Makul oranda peynir ve ara sıra da yoğurt ama yağsız olanından değil (haddinden fazla şeker içerir). Alkolü azaltın. Araştırmacılar ne derlerse desinler, alkolü bırakmanız size sağlığınızdan hiçbir şey kaybettirmez. Alkolde meyvelerden ve sebzelerden alamayacağınız hiçbir şey yoktur.
Zeytinyağı kullanın
Ayçiçek ve mısırözü gibi bitkisel yağlar kullanmayı bırakın. Bunların yerine zeytinyağı kullanın. Ne türden yağlarla beslendiğinize dikkat edin. Aldığınız yağ miktarı, bu yağın türünden belki de daha az önem taşır. En kötüleri de kızartmalar, margarin ve hidrojenli ya da kısmen hidrojenli yağlar içeren türden olanlarıdır. En iyisi balıkta bulunan Omega-3′lerdir. Adeta saplantılı bir biçimde su için. Her gün en azından sekiz bardak…
Diyet yaparken neden fazla acıkıyoruz?
Kilo alıyor, veriyorsunuz, kilo alıyor, veriyorsunuz. Diyet yoluyla kilo veren kişilerin çoğunun verdikleri kiloların birkaçını geri alması, ardından birkaç kilo daha alması üzücü bir durum. Bilim bunun ardında yatan nedeni bulmaya çok yaklaşmış olabilir.
Yeni bir araştırmaya göre, yakınlarda keşfedilen mideyle ilgili bir hormon vücudun kalıcı kilo kaybına karşı neden bu kadar dirençli olduğunun açıklanmasına yardımcı olabilir. Ghrelin olarak bilinen hormonun, insanlarda açlığı düzenlediği kanıtlanacak olursa, obezite tedavisi için daha güçlü açlık yatıştırıcılar üretmenin anahtarı ele geçirilebilir.
Amerika’da yapılan araştırmadan çıkan sonuca göre diyetlerinde değişiklikler yaparak önemli miktarda kilo vermeye çalışan kişilerin sicili tam bir felaket. Büyük çoğunluğu zaman içinde verdikleri tüm kiloları geri alıyor.
Diyette değişiklik
Öte yandan yiyeceklerin, midenin büyük bir bölümü ve küçük bağırsakların bir kısmına uğramadan başka bir yoldan verildiği bypass ameliyatını geçirdikten sonra kilo veren obesite hastaları için bu durum geçerli değil. Araştırmalar bu hastaların çoğunun önemli miktarda kilo kaybetmekle kalmadıklarını, kilolarını uzun yıllar muhafaza ettiklerini ortaya koyuyor.
Ghrelin öncelikli olarak midede üretildiğinden Washington Üniversitesi araştırmacılarından David E. Cummings ve meslektaşları hormonun daha az salgılanmasının mide ameliyatı geçiren hastaların kilo verdikten sonra aynı seviyede kalmalarının nedenini açıklamaya yardımcı olabileceği varsayımını ileri sürüyorlar. Ghrelin’in iki yıl önce keşfedilmesinden bu yana fareler üzerinde yapılan çalışmalar, hormonun güçlü bir iştah açıcı olduğunu gösterdi. İnsanlardaki hormon seviyelerinin de öğünlerden kısa süre önce arttığı, ardından da hemen düştüğü ortaya kondu.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Öncelikle unu rafa kaldırın. Kahvaltı dâhil her öğünde protein alın. Tahıllı ve unlu gıdaları şimdilik ortadan kaldırın. Ekmek ve makarna da kesinlikle bunların arasında yer alıyor.
Akşamları yemeyin
İşlenmemiş gıdalarla beslenin. Yediğiniz besinlerin yüzde doksanı avlanmış, yakalanmış, yerden toplanmış ya da ağaçtan koparılmış olmalıdır. Nişastayı günde sadece bir porsiyona düşürün. Bu porsiyonu akşam yemeğinde tüketmeyin. En iyi seçenekler yulaf ezmesi, patates ve baklagillerdir.
Meyve konusunda aşırıya kaçmayın. Günde en fazla iki defaya mahsus olmak üzere, şeker oranı düşük, lifi yüksek türden meyveler yiyin. Elma, armut, erik, çilek ve kiraz gibi meyvelerin hepsi çok iyi seçimlerdir. Muz bu sınıfa girmez. Şimdilik meyveler tek başına ya da kuruyemiş veya peynir gibi hafif şeyler eşliğinde yenmelidir. Meyve suyu içmeyi ise bırakmalısınız.
Süt ve alkolü azaltın
Süt ve süt ürünlerini, özellikle de inek sütünü şimdilik azaltın ya da ortadan kaldırın. İstisnai durumlar: Makul oranda peynir ve ara sıra da yoğurt ama yağsız olanından değil (haddinden fazla şeker içerir). Alkolü azaltın. Araştırmacılar ne derlerse desinler, alkolü bırakmanız size sağlığınızdan hiçbir şey kaybettirmez. Alkolde meyvelerden ve sebzelerden alamayacağınız hiçbir şey yoktur.
Zeytinyağı kullanın
Ayçiçek ve mısırözü gibi bitkisel yağlar kullanmayı bırakın. Bunların yerine zeytinyağı kullanın. Ne türden yağlarla beslendiğinize dikkat edin. Aldığınız yağ miktarı, bu yağın türünden belki de daha az önem taşır. En kötüleri de kızartmalar, margarin ve hidrojenli ya da kısmen hidrojenli yağlar içeren türden olanlarıdır. En iyisi balıkta bulunan Omega-3′lerdir. Adeta saplantılı bir biçimde su için. Her gün en azından sekiz bardak…
Diyet yaparken neden fazla acıkıyoruz?
Kilo alıyor, veriyorsunuz, kilo alıyor, veriyorsunuz. Diyet yoluyla kilo veren kişilerin çoğunun verdikleri kiloların birkaçını geri alması, ardından birkaç kilo daha alması üzücü bir durum. Bilim bunun ardında yatan nedeni bulmaya çok yaklaşmış olabilir.
Yeni bir araştırmaya göre, yakınlarda keşfedilen mideyle ilgili bir hormon vücudun kalıcı kilo kaybına karşı neden bu kadar dirençli olduğunun açıklanmasına yardımcı olabilir. Ghrelin olarak bilinen hormonun, insanlarda açlığı düzenlediği kanıtlanacak olursa, obezite tedavisi için daha güçlü açlık yatıştırıcılar üretmenin anahtarı ele geçirilebilir.
Amerika’da yapılan araştırmadan çıkan sonuca göre diyetlerinde değişiklikler yaparak önemli miktarda kilo vermeye çalışan kişilerin sicili tam bir felaket. Büyük çoğunluğu zaman içinde verdikleri tüm kiloları geri alıyor.
Diyette değişiklik
Öte yandan yiyeceklerin, midenin büyük bir bölümü ve küçük bağırsakların bir kısmına uğramadan başka bir yoldan verildiği bypass ameliyatını geçirdikten sonra kilo veren obesite hastaları için bu durum geçerli değil. Araştırmalar bu hastaların çoğunun önemli miktarda kilo kaybetmekle kalmadıklarını, kilolarını uzun yıllar muhafaza ettiklerini ortaya koyuyor.
Ghrelin öncelikli olarak midede üretildiğinden Washington Üniversitesi araştırmacılarından David E. Cummings ve meslektaşları hormonun daha az salgılanmasının mide ameliyatı geçiren hastaların kilo verdikten sonra aynı seviyede kalmalarının nedenini açıklamaya yardımcı olabileceği varsayımını ileri sürüyorlar. Ghrelin’in iki yıl önce keşfedilmesinden bu yana fareler üzerinde yapılan çalışmalar, hormonun güçlü bir iştah açıcı olduğunu gösterdi. İnsanlardaki hormon seviyelerinin de öğünlerden kısa süre önce arttığı, ardından da hemen düştüğü ortaya kondu.
Hiç yorum yok